Siyasal iletişimci Evren Barış Yavuz, sabah saatlerinde evinden alınarak emniyete götürüldü. Yavuz hakkında , “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” suçlamasıyla soruşturma açılmıştı.
Ne olmuştu?
9 Nisan’da Ticaret Bakanlığı, İsrail’e ihracatı kısıtlanan 54 ürün grubu arasına uçak benzini ve jet yakıtını da dahil etti. Bu durum, toplumsal ve siyasi çevrelerde geniş yankı buldu. Evren Barış Yavuz, iktidar yanlısı bir grup tarafından düzenlenen Filistin mitinginin fotoğrafını Twitter üzerinden paylaşarak, “Jet yakıtı satmışlar” ifadesini kullanarak bu durumu eleştirdi. Fotoğrafta, Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Naci İnci ve insansız hava aracı üreticisi Baykar’ın sahipleri; AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın damadı Selçuk Bayraktar ile kardeşi Haluk Bayraktar da görülüyordu.
TIKLAYIN – Türkiye, savaşın başlamasından altı ay sonra, 54 ürün grubunda İsrail’e ihracatı kısıtladı
TIKLAYIN – İsrail’e ihracat kısıtlaması listesinde o madde tartışma yaratmıştı: İletişim Başkanlığı’ndan “İsrail’e jet yakıtı” açıklaması
Haluk Bayraktar, İmamoğlu’nu hedef aldı
Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar, Evren Barış Yavuz’un İsrail’e jet yakıtı ihracatını eleştiren Twitter paylaşımına sert bir tepki gösterdi. Yavuz’un paylaşımının ekran görüntüsünü kendi Twitter hesabından paylaşan Bayraktar, Yavuz’un İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu‘nun ekibinde olduğunu iddia etti. İmamoğlu’nu da hedef alan Bayraktar, “Bu PKK’lıları besleyen Ekrem İmamoğlu’na sesleniyorum: Tasmalı köpeklerini saldırtmayı bırak. Yalandan başka söyleyecek lafın varsa, mertçe yüzümüze söyle de cevabını verelim,” ifadelerini kullandı. Ayrıca, Yavuz’un daha önce bir internet sitesinde yayımlandığı öne sürülen ve “Alevilerin neden bir PKK’sı olmalıydı” başlıklı yazının ekran görüntüsünü de paylaşarak, Yavuz’a yönelik eleştirilerini daha da ağırlaştırdı.
TIKLAYIN – Haluk Bayraktar’dan Ekrem İmamoğlu’na: Tasmalı köpeklerini saldırtmayı bırak
İBB’den suç duyurusu: “Bu millet sizin kötü aklınıza ders vermeye devam edecek”
İBB, Bayraktar’ın açıklamalarını “yalan ve iftira” olarak nitelendirerek suç duyurusunda bulunacağını açıklamıştı.
“Ramazan ayında bile iftira ve kumpastan geri durmayanların, bayramda da aynı kötülüklere devam etmesine şaşırmıyoruz. Bu şahıs ve benzerleri sosyal medyada dezenformasyon yaparak içindeki kin ve nefreti toplumu kutuplaştırmak için kullanıyor. Bu millet sizin kötü aklınıza 31 Mart’ta dersini verdi, vermeye de devam edecektir.”
TIKLAYIN – İBB’den Haluk Bayraktar’ın ‘tasmalı köpekler’ sözlerine yanıt: İçindeki kin ve nefreti toplumu kutuplaştırmak için kullanıyor
Yavuz hakkında soruşturma
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Yavuz hakkında ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama’ ve ‘suç işlemeye tahrik’ten soruşturma başlattı.
“Şeytanın bile aklına gelmeyecek bir zorlama bağlantı”
Evren Barış Yavuz, soruşturma açılmasından sonra bir açıklama yayınladı ve yazının başkası tarafından yazıldığını belirtti: “Şahsıma atfedilen yazı, 11 yıl önce yöneticisi olduğum bir sitede başkası tarafından kaleme alınmış bir yazı. Artık arşiv çöpü haline gelmiş, yazar isimleri silindiğinde adminlerin adıyla görülen bu içerik üzerinden beni terörist ilan ettikleri görmek şok ediciydi. Şeytanın bile aklına gelmeyecek, zorlama bir bağlantıyla bir anda düşman ilan edildim. Bu iftira ve karalamanın failleri hakkında da her türlü hukuki hakkımı kullanacağım.”
“Görsel seçimi talihsizliği”
Söz konusu fotoğrafta özellikle Bayraktarları kast etmediğini ekleyen Yavuz, “Benim özel olarak Bayraktar ailesini, ya da Baykar Holding’i hedef almak gibi bir niyetim yoktu. Çok paylaşılan bir ‘Gazze Mitingi’ fotoğrafıyla T.C. Ticaret Bakanlığı’nın resmi ‘kısıtlama’ duyurusunu alıntılayarak paylaştım. Görselde çok sayıda insanla birlikte Bayraktar ailesinden iki kişinin bulunduğu için, gücenmelerini ve üstlerine alınmalarını doğal karşılıyorum. Burada sadece bir görsel seçimi talihsizliği vardır. Başka kasıt ve art niyet söz konusu değildir.”
“İBB ile hiçbir ticari ilişkim olmadı”
“Meselenin ben olmadığımı biliyorum. Yurdun her köşesinde büyük bir ders alan iktidar sahiplerinin seçim hezimetinin ardından Sayın Ekrem İmamoğlu’na saldırmak için bir bahane olarak kullanıldığımı da biliyorum. İddia edildiği gibi İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı hiç bir birimde hiç çalışmadım. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’yle beş kuruşluk değil, bir kuruşluk ticari ilişkim bile olmadı. Bu iddiayı kanıtlamayan da müfteridir. Bu konuda da hukuki haklarımı sonuna kadar kullanacağım. 16 milyon İstanbulludan, birçok çevreyi rahatsız eden bu zaferin gönüllü neferlerinden sadece biriyim. Sayın Ekrem İmamoğlu benim seçilmiş başkanım. İlişkim bundan ibarettir.”